Sosyal medya platformları, günümüzde insanların günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Kullanıcıların kişisel bilgilerini paylaşmalarına ve etkileşime girmelerine olanak sağlayan bu platformlar, önemli veri kaynakları haline gelmiştir. Sosyal medya üzerindeki bu verilerin milli güvenlik konularıyla ilişkisi ise göz ardı edilemez bir durumdur.
Büyük devletlerde dahil olmak üzere ülkelerde yapılan seçim çalışmalarında, insanları nasıl etkileyip, yönlendirebileceklerine ilişkin bilginin sosyal medyaya yansıyan duygu ve düşüncelerin analizinin yapılması sayesinde elde edildiğine dair pek çok haber yayınlanmıştır. Günümüz bilgisayarlarının işlem yapabilme gücü ve yapay zeka teknolojisi gibi konulardaki gelişim göz önüne alındığında bu haberlerin doğruluğu yadsınamaz bir gerçeklik olurken hala davası devam eden Cambridge Analytica skandalı da bu gerçekliğin kanıtı niteliği taşımaktadır.
İnsanların hangi konu hakkında ne düşündükleri, neye sevinip, neye üzüldükleri, kimleri sevip, kimleri sevmedikleri ve bunların nedenleri gibi verilerin sadece seçim çalışmalarında kullanıldığını düşünmek elbette ki saflık olur. Bu verilerin savaş durumunda psikolojik harp çalışmaları yürütmek, bir ülkede iç savaş veya ayaklanma çıkartmak ve toplumlara belirli konulara ilişkin yönlendirmelerde bulunmak (bir markanın, bir ülkenin, bir insanın veya bir olayın iyi veya kötü olarak gösterilmesi) için de kullanıldığına şüphe yok. Ayrıca sosyal medya sadece bu bilgilerin toplandığı bir mecra olarak değil aynı zamanda terör örgütleri ve diğer düşman unsurların propaganda yapmaları, radikalleşmeyi teşvik etmeleri ve hatta planladıkları saldırıları koordine etmeleri için kullanıldıkları bir mecra olarak da karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu çalışmalar neticesinde toplumların yönlendirilmesi veya kaos ortamı yaratılması sık karşılaştığımız durumlar haline gelmiştir.
Bu açıdan bakıldığında sosyal medya faaliyetlerinin devletler tarafından sürekli ve etkin bir şekilde takip edilmesi bir zorunluluk olsa da kötü senaryoların önüne geçmek için yeterli olmayacaktır. Her zaman her şeyde olduğu gibi kişinin kendi farkındalığını sağlanması ve bu farkındalıkla birlikte davranışlarında oluşturacağı olumlu değişiklikler kötü senaryolardan kaçınmak için birinci öncelik olacaktır.
6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yapılan çalışmalar, kişiye ait olan her türlü bilgi ve verinin ne kadar önemli olduğuna ilişkin farkındalık sağlamasının yanında bu bilgilerin güvenle işlenmesi, saklanması ve paylaşılması için alınması gereken tedbirlerden de bahseder.
Kişisel veri konusu üzerinde düşünülürken sadece kendi verimizi göz önünde bulundurmak büyük resmi görebilmek açısından ciddi bir hata olacaktır. Verilerimizin sosyal medya, hastane, otel ve benzeri pek çok farklı yerde hızlı ve çeşitlilik arz edecek şekilde bir ayara toplanabiliyor olması kötü amaçlı kullanımlar için ciddi bir tehlikedir. Bu veriler ancak kişisel farkındalık, KVKK’ ya uygun veri işleme, saklama ve paylaşım faaliyetlerinin yürütülmesi ve devlet tarafından etkin ve sürekli olarak yapılan denetimlerle birlikte en iyi şekilde korunabilir.
Kvk Uzmanı - Orçun ÇELEBİ